Çocukluğumuzun Büyülü Mekanları: Pastaneler
Pastaneler çocukken sıklıkla vitrinlerine imrenerek baktığımız mekanlar. Renk renk, çeşit çeşit pasta çeşitlerine, kurabiyelere, poğaçalara sanki hepsini yiyebilecekmişiz gibi bakardık. İster genç ister orta yaşlı olalım pastanelerin o sihirli dünyası bugün de devam ediyor. Kuşkusuz yıllar içinde pastaneler de değişti pastaneciler de ve elbette bizler de. Pastaneler dışında günümüzde pek çok alternatif mekan açıldı buluşma yerleri ortaya çıktı. Pastanelerin sihri devam etse de hem ona inanlar azaldı hem de biçim değiştirdi. Bu röportajımızda tüm bu değişim sürecine ilişkin aklımıza gelen soruları sektörün eskilerinden Umman Pastanesi işletmecisi Turan Vural’a sorduk.
Pastanecilik mesleği bazen kişisel tercihlerle bazen de aileden gelen bir mirasla seçilir. Bu alanda başarılı olmak için sabır, yaratıcılık ve el becerisi gereklidir. Motivasyon kaynakları genellikle pastacılığa olan tutku ve insanlara lezzetli ürünler sunma arzusudur. Umman pastanesinin kuruluş hikayesini paylaşabilir misiniz? Hangi yıl açıldı ve bu süreçte sizi en çok motive eden faktörler nelerdi? Pastanenizin adı ve logo tasarımının arkasında bir anlam veya hikaye var mıdır?
Umman Pastanesi 1991 yılında kurulmuştur. Pastacılığa olan derin sevgimiz ve aileden gelen tarifleri birleştirerek, sıcak bir ortamda lezzetli ürünler sunma hayalimizi gerçekleştirmeyi amaçladık. Bu süreçte bizi en çok motive eden faktörler insanlara mutlu anlar yaşatmak ve özel günlerini unutulmaz kılmaktı hedefimiz. Yaptığımız her şey pastalar, tatlılar bu mutluluğu yaratmakta etki olarak görüldü. Ayrıca müşterilerin geri dönüşleri ve onların memnuniyeti bizim için en büyük motive kaynağı oldu. Pastanenin adında ve logo tasarımında ise Umman misafirperverliği simgeleyen bir kelimedir. Logosu ise Umman büyük dalga, büyük deniz anlamına gelir, biz bu anlamlarla logo tasarımımızı doğal unsurlar ile yaptık.
Bir işletmenin kuruluş aşaması her zaman planlandığı gibi gitmeyebilir zorluklar ve beklenmedik engeller ortaya çıkabilir. Pastane işletmeciliği sizin için ne anlama gelmektedir? Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz? İşletmeyi kurduğunuz dönemde karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi ve bunları nasıl aştınız? Umman pastanesi kurulduğu günden bugüne hangi önemli değişiklikleri geçirmiştir? Pastanenizin bulunduğu bölgedeki toplulukla olan ilişkisi nasıl gelişmiştir?
Pastane işletmeciliği, benim için sadece bir iş değil, aynı zamanda bir tutku ve yaratıcılık alanı. Lezzetli tatlar yaratmak ve insanların mutluluğuna katkı sağlamak, bu mesleğin en keyifli yanları. Pastacılığa olan ilgim, ailemden gelen tariflerle büyümem ve mutfakta geçirdiğim zamanlarla şekillendi. Umman Pastanesi’ni kurduğumuz dönemde birçok zorlukla karşılaştık. En büyük zorluk, rekabetin yoğun olduğu bir sektörde kendimizi farklı kılmaktı. Bu zorluğu aşmak için, kaliteli malzemeler kullanmaya ve özgün tarifler geliştirmeye odaklandık. Müşteri geri bildirimlerini dikkate alarak sürekli olarak ürünlerimizi geliştirdik. Başlangıçta küçük bir dükkanda başladık, şimdi ise daha geniş bir alana ve zengin bir ürün yelpazesine sahibiz. Yeni tatlar eklemek, sezonluk ürünler çıkarmak ve sağlıklı alternatifler sunmak gibi değişiklikler yaptık. Toplulukla olan ilişkimiz de zamanla güçlendi. Müşterilerimizle kurduğumuz bağ, sadece ticari bir ilişki değil; aynı zamanda bir dostluk ve dayanışma ağı oluşturdu. Bu da işimizin daha anlamlı hale gelmesini sağladı.
Pastanelerden satın aldığımız ürünleri çoğu kez dakikalar içinde tüketiyoruz. Oysa pastanecilik sürecinin uzun, dikkat ve beceri isteyen olduğunu biliyoruz. Örneğin pastanelerde ürünlerin hazırlanması, mayalanması, pişmesi vb. zor şeyler ve her insanın kolay kolay yapabileceği bir işler değil. Ürünlerinizi hazırlarken zorlandığınız ve elbette keyif aldığınız ‘iyi ki bu mesleği seçmişim’ dediğiniz zamanlar oluyordur. Sizce işinizin en zor ve keyifli yanları nelerdir?
Yaptığımız işler her bir ürün için uzun bir emek gerektiriyor. Ürünlerin hazırlanmasından sunumuna kadar her aşama, dikkat ve özen istiyor. Bu süreçte en çok zorlandığım kısımlar, özellikle ince detaylar ve zaman yönetimi. Hamurun doğru şekilde mayalanması veya bir pastanın dekorasyonunda mükemmel bir dengeyi sağlamak zorlayıcı olabiliyor. Ancak işin bu teknik yönü, aynı zamanda beni en çok heyecanlandıran kısım. Her seferinde yeni bir şey denemek, yaratıcı tarifler geliştirmek ve sonunda elde ettiğim sonucun güzelliğini görmek, gerçekten benim için güzel bir motive kaynağı. ‘İyi ki bu mesleği seçmişim’ dediğim anlar, genellikle bir müşterinin ürünlerimizi beğenip geri bildirimde bulunduğu zamanlar oluyor. Özellikle bir kutlama veya özel bir günde, ürünlerimizin insanların mutluluğuna katkı sağladığını görmek beni çok mutlu ediyor. Bir pasta kesilirken ki o sevinç anı, tüm zorlukların üstesinden gelmemi sağlıyor. Kısacası, zorluklar ve keyif anları birbirine bağlı her ikisi de pastacılığın büyüleyici dünyasının bir parçası.
Her gittiğimizde pastanelerde çok sayıda çeşit tatlı, tuzlu kurabiyeler, yaş pastalar, ekmekler, simitler görüyoruz bizler de hemen her seferinde ‘taze mi çıktı’ diye sizlere soruyoruz. Günde belki onlarca kez bu sorulara muhatap olmaktan dolayı belki bizlere içten içe kızıyorsunuzdur. Pek çok kimse merak ediyordur: Pastanelerde satılmayan, elde kalan ürünlere ne olur?
Bizim bütün ürünlerimiz mayalı olan ürünlerimizin hepsi günlüktür. Hiçbir zaman yarına kalmaz. Mahalleden ya da başka bir yerden bu ürünleri toplayan esnaf kardeşlerimiz vardır. Bazı ürünleri yerel hayır kuruluşlarına bağışlamak gibi bir politikamız da var. Böylece, elde kalan ürünlerin ihtiyacı olan insanlara ulaşmasını sağlıyoruz. Bu yaklaşım hem israfı önlemek hem de topluluğumuza katkıda bulunmak açısından bizim için önemli bir değer taşıyor. Müşterilerin ‘taze mi çıktı’ sorusu, pastane ortamında sıkça karşılaştığımız bir durum ve aslında bu, ürünlerimizin kalitesine olan dikkatinizi gösteriyor. Bu tür sorulara asla kızmam, çünkü lezzetli ve taze ürünler sunmak bizim için çok önemli.
Müşteri memnuniyeti bir işletmenin en önemli unsurlarından biridir. Pastanelerde süreklilik sağlamak müşteri geri bildirimlerini dikkatlice değerlendirmekle mümkün olur. Sadık müşteriler işletmenin başarısı için büyük bir avantajdır. Onlarla kurulan güçlü iletişim ve güven ilişkisi uzun vadeli başarı getirir. Müşteri geri dönüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Pastanenizi yönetirken benimsediğiniz temel ilkeler nelerdir?
Müşteri geri bildirimlerini dikkatlice değerlendirmek hem ürünlerimizi hem de hizmet kalitemizi sürekli geliştirmek için çok önemli. Geri bildirimleri, müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmek ve onlara daha iyi hizmet verebilmek için bir fırsat olarak görüyoruz. Geri dönüşler hem olumlu hem de olumsuz, iş süreçlerimizi şekillendirmede büyük rol oynuyor. Müşterilerimizden gelen önerileri ve eleştirileri dikkate alarak hizmet standartlarımızı yükseltiyoruz. Benimsediğimiz temel ilkeler ise düzen, kalite, tazelik, toplulukla olan bağlantımız ve müşteri ilişkilerimizdir.
Rekabetçi bir pazarda farklılaşmak kaliteli ürünler sunmanın yanı sıra yenilikçi yaklaşımlar benimsemekle mümkündür. Sektördeki değişen trendleri ve müşteri beklentilerini takip etmek hayati önem taşır. İşletmeler bu rekabet ortamında güçlü bir marka imajı ve müşteri sadakati oluşturarak öne çıkabilir. Geçmişten günümüze pastanenizin tanıtımında hangi yöntemleri kullandınız? Sosyal medya ve dijital pazarlamanın işletmenize etkileri neler oldu? Bu hedef kitle etkileşimde hangi kanalları tercih ediyorsunuz?
Sosyal medya ve dijital pazarlama, son yıllarda işletmemizin büyümesinde büyük bir rol oynadı. Instagram ve Facebook gibi platformlar hem ürünlerimizi tanıtmak hem de müşteri geri dönüşlerini almak için etkili kanallar haline geldi. Görsel içerikler, tatlılarımızın ve pastalarımızın sunumlarını sergilemek için harika bir yol. Müşteri etkileşiminde en çok tercih ettiğimiz kanallar arasında Instagram ve Facebook öne çıkıyor. Bu platformlar hem hedef kitlemize ulaşmamızı sağlıyor hem de etkileşimde bulunarak topluluk oluşturmamıza yardımcı oluyor. Ayrıca, web sitemizdeki blog bölümünde tarifler paylaşmak ve pastacılık üzerine ipuçları vermek hem müşterilerimizi bilgilendiriyor hem de onlarla güçlü bir bağ kurmamıza yardımcı oluyor.
Büyüklerimiz eski dönemlerden, ilişkilerden bahsederken pastanelerde buluşmalara ilişkin pek çok anı anlatırlar. Bugün ise pastaneler bir yandan uzun süre oturulan “kahvaltıcılar” ve çalışma ortamı da sunan kablosuz internet hizmeti sunan “kahveciler”in rekabetiyle karşı karşıya. Belki bizim fark edemediğimiz başka “rakipler” de vardır. Mesela sadece ek satan ya da sadece özel sipariş pasta yapan işletmeler. Siz yıllar içindeki değişime bakarak pastaneciliğin günümüzdeki yerini sektörün içinden biri olarak nasıl görüyorsunuz?
Pastaneler, geçmişte sosyal hayatın önemli buluşma noktalarıydı ve hala öyle olmaya devam etse de zamanla sektörde birçok değişim yaşandı. Günümüzde, kahvaltıcılar, kahveciler ve özel sipariş pasta yapan işletmeler gibi yeni rakiplerle karşı karşıyayız. Bu değişim, tüketici beklentilerinin çeşitlenmesiyle de yakından bağlantılı Günümüzde, insanlar sadece tatlı ya da tuzlu bir şeyler yemek için değil, aynı zamanda bir deneyim yaşamak, sosyalleşmek ya da çalışmak için de pastaneleri tercih ediyor. Kablosuz internet hizmeti sunan mekanlar, özellikle genç nesil için cazip hale geldi. Bu durum pastanelerin hem kaliteli ürünler sunarken hem de oturum alanı sağlarken daha yaratıcı ve esnek olmalarını gerektiriyor. Ayrıca, sağlıklı beslenme trendinin artmasıyla, birçok pastane, sağlıklı alternatifler ve özel diyetlere uygun ürünler geliştirmeye başladı. Buna ek olarak, online sipariş ve teslimat hizmetlerinin yaygınlaşması, pastanelerin hizmet anlayışını da değiştirdi. Artık, müşteriler sadece dükkanda oturup ürün almakla kalmıyor, aynı zamanda evlerine ya da ofislerine de sipariş verebiliyorlar. Sonuç olarak, pastaneciliğin günümüzdeki yeri, dinamik ve değişken bir pazar içinde sürekli evrim geçiriyor. Rekabet, yenilikçi çözümler ve müşteri odaklı hizmet anlayışı ile aşılabilir. Umman Pastanesi olarak, bu değişimlere ayak uydurarak hem kaliteli ürünler sunmaya hem de müşteri deneyimini zenginleştirmeye odaklanıyoruz.
Pastanelerin artık pek çok rakibi var ve toplumsal açıdan büyük, hızlı değişimler yaşıyoruz. Sanki biraz tek kanallı TRT dönemi ile ticari kanallardan dijital platformlara uzanan çok farklı seçeneğin ortaya çıkmasına benzer bir tablo var. Bu yeni dönemde varlığını korumak, sürdürmek, geliştirmek için pastanecilik alanında bazı adımlar atılması zorunda gibi görünüyor. Yeni dönemin yeni müşterilerinin önünde çok fazla yeni seçenek var. Bu ortamda sizce insanlar, gençler neden pastanelere gelsin, pastaneleri tercih etsin?
Pastaneler, sadece bir ürün satın alma yeri değil, aynı zamanda sosyal bir buluşma noktası. Sıcak bir atmosfer, dost sohbetleri ve lezzetli ikramlarla dolu bir ortam, insanları bir araya getiriyor. Gençler, sosyalleşmek için keyifli bir yer arayışındalar ve pastaneler bu ihtiyacı karşılıyor. El yapımı, taze ve kaliteli ürünler sunan pastaneler, hazır gıdalara göre bir fark yaratıyor. İnsanlar, güvenilir bir yerden lezzetli ürünler almak istiyor. Geleneksel tarifler ve özgün tatlar, gençlerin ilgisini çekiyor. Özellikle yerel ve özgün tatların sunulması, gençlerin kendi kültürlerini deneyimlemeleri açısından önemli.
35 yıldır pastanecilik sektöründesiniz. Bu süreçte çok sayıda çalışanla birlikte çalıştınız, binlerce müşteriyle karşılaştınız. Bizler pastaneye geldiğimizde kısa süreli bazı olaylara şahit olabiliyoruz. Ama kuşkusuz siz bugüne kadar pek çok ilginç, garip olaylara şahit olmuş, bazılarının içinde yer almak zorunda kalmışsınızdır. Bu sektörde çalışırken sizin için en unutulmaz anılarınızdan birini bizlerle paylaşabilir misiniz?
35 yıllık pastanecilik serüvenimde birçok ilginç ve unutulmaz anıya tanıklık ettim. Bunlardan biri, gelen müşterilerden birisi bir pasta alıyor gideceği yere hediye olarak götürüyor fakat sonrasında tekrar pastaneye gelip ben bunu iade etmek istiyorum diyor ve parasını geri almak isteyen insanlar var. Gelip oturuyorlar pastayı kesiyor yarısını yiyor ben meyvalı istemiştim bana çikolatalı geldi deyip diğer yarısını gelip iade etmek istiyorum diyor. Burada kendini üstün çıkarmak istiyor. Ama sonunda başından gitsin diye alsın diyorsun parasını geri verip gönderiyorsun. Böyle olaylarla çok karşılaşıyoruz.
Turan Bey sorularımıza verdiğiniz içten yanıtlar için çok teşekkürler. Bazı meslek grupları çok önemli işler yapmalarına karşın pek fark edilmiyorlar. Bazıları da hemen her gün karşılaşılmasına karşın belki kıskandığından merak edilmiyorlar. Özel toplumda pek çok meslek grubunun görüşleri, hayata bakışları geniş kesimlere ulaşamıyor. Biz biraz da bu eksiği kapatmak adına farklı meslekten kişilerle röportaj yapmaya çalışıyoruz. Son olarak siz ‘pastaneciler adına’ okurlarımıza ne söylemek istersiniz?
Benim için bu röportaj çok keyifli oldu, teşekkür ederim. Pastanecilik, dışarıdan bakıldığında belki de sadece tatlılar yapmak olarak algılansa da aslında insanların hayatlarında önemli bir yere sahip. Her pasta, her kurabiye, bir kutlama, bir anı veya bir paylaşımın parçası. Pastaneciler olarak, sadece lezzet sunmuyoruz; aynı zamanda insanları bir araya getiriyoruz. İnsanların sevinçlerini, mutluluklarını ve bazen de hüzünlerini paylaştıkları anlarda yanlarında olmak, işimizin en özel yanlarından biri. Okurlarınıza söylemek istediğim en önemli şey, gıda üreticilerine ve özellikle pastanelere olan bu bağın, yalnızca bir ürün alışverişi olmadığını anlamalarıdır. Her sipariş, bir emek, bir sevgi ve bir hikaye barındırır. Pastanelerin sadece lezzet değil aynı zamanda bir deneyim sunduğu unutulmasın.
Gülşah Çolakoğlu