Yaşam

Sokak Canları İçin “Her Mama Bir Nota”

Hem müzik eğitimi alıp sanatın içinde var olmak, hem de sokak canlarının yaşamında bir nebze umut olup onlara yardımcı olmak. Bu proje tam da böyle açıklanabilir. Eda Kocatürk’ün başlattığı “Her Mama Bir Nota” projesi, 15 kg mama fiyatına göre belirlenen ders ücretleriyle konservatuvar mezunu donanımlı öğretmenlerden müzik eğitimi alıp, aynı zamanda sokak canlarına mama ve tedavilerine destekte bulunmayı mümkün hale getiriyor. Her Mama Bir Nota hem müzik hem hayvanseverler için yapılmış iyilik dolu bir imza gibi adeta.

Patili dostlarımızın yaşam koşullarına uygun olmayan hayat mücadelesini bir nebze hafifletmek için yola çıkan Her Mama Bir Nota, ders kazançlarıyla sadece bir bölgeye değil Türkiye’nin dört bir yanına elini uzatmaya çabalıyor. Eda Kocatürk ile bu güzel projenin yolculuğunu, mesleğini efektif bir hale getirerek nasıl iyiye dönüştürdüğüne dair bir sohbet gerçekleştirdik.

Öncelikle Eda Kocatürk kimdir, kendinizden biraz bahseder misiniz?

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı klasik gitar bölümünden mezunum. Yaklaşık 10 yıldır gitar ve müzik öğretmenliği yapıyorum. Hayvanları çok seviyorum. Zaten bu projenin başlangıç amacı da bu.

Projenizin ismi Her Mama Bir Nota oldu, ilgi çekici bir proje. Peki bu Her Mama Bir Nota projesi nasıl hayata geçirildi ve neden Her Mama Bir Nota?

Bu projeyi ben çok uzun zamandır düşünüyordum, ama pandemi zamanı oluşturduğum bir projeydi. Pandemi zamanında başlattım. Bunun nedeni sürekli beslemeye gittiğim alanlar vardı ve bu alanlarda çok fazla kedi, çok fazla köpek, çok fazla kuş ve kuş türleri olduğunu gördüm. Tek başıma yetemediğimi, artık bir şeyler yapmam gerektiğini fark ettim.

Biliyorsunuz ki pandemi nedeniyle bütün restoranlar kapalıydı, sokağa çıkma yasakları vardı. Bu şekilde bir hayat sürdürdüğümüzden dolayı da hayvanlar aç kaldılar. Çünkü biz yemeğimizi yerken onlar da bizimle birlikte yemeğimize ortak oluyorlardı ya da restoranlarda kalan yemekler bir şekilde onlara gidiyordu çoğu zaman. İmkanlar kısıtlandığı için sadece bizim verebildiğimiz, onlara ulaştırabildiğimiz mamalara kalmış bulundu onların beslenmesi. Ben de beslemeye gittiğim bir gün artık yetmediğini, mamamın bittiğini gördüm ve etrafımda hala çok aç olan hayvanlar vardı.

Birkaç gün boyunca sürekli ağlayarak uyuduğum günler ya da hiç uyuyamadığım günler, sabah fikirlerle kalktığım günler oldu. Bir sabah uyandım ve dedim ki ben müzikle bir şey yapmalıyım, hayvanlara bir şekilde destek olmalıyım. Ne yapabilirim diye düşündüm. Konserler çok fazla düzenleniyor hayvanlara destek olmak adına. Para toplayalım şuradaki barınağa yardım edelim, buradaki hayvanlara mama gönderelim gibi… ama konserler tek seferlik bir gelir sağlıyor, bu gelirim gittiği yerler de zaten belli. Benim süreklilik içinde bir şey bulmam gerekiyordu. Bu da zaten mesleğim olan müzik öğretmenliği olabilir diye düşündüm.

Nasıl koyuldunuz bu yola? Derneklerden ya da başka destekçilerden gelen bir yardım var mıydı, yoksa tek başınıza mı projeye adım attınız?

Tek başıma başlayacağım diye karar aldım. Birkaç dernek gibi kuruluşlarla görüştüm, isimlerini vermek istemediğim. Onlar önce sıcak baktılar, sonra benimle iletişim kurmadılar. Bunu bu şekilde devam ettiremedim. Bir sayfa açmayı düşündüm, bir Instagram sayfası açtım hemen. Her Mama Bir Nota mı olsa diye düşündüm. Çok kolay, çok anlaşılır, açık ve net bir şekilde anlatması gerekiyordu. Akılda da kalması gerekiyordu bir sürü başka isim düşündüm ama Her Mama Bir Nota en açıklayıcı olanıydı.

İlk haftamızda yanlış hatırlamıyorsam, ilk öğrenci kaydımızı aldık. Projemiz duyulmaya başladı. İlk mamamızı sipariş ettik. Tabii ki mamalar da o zaman çok ucuz (gülüyor). Çok fazla mama aldık bir anda, nereye dağıtacağımızı şaşırdık. Çünkü normalde biz 15 kiloluk bir paket alıyorduk. Onu küçük küçük bölüştürerek dağıtıyorduk. Bir anda 100 kilo civarında bir mama alınca bizim o zaman besleme gönüllüleri de bulmamız gerektiği anlaşıldı.

Bu kısmını tabii düşünmemiştik o zamanlar. Bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştik. Sonrasında diğer şehirlerdeki besleme yapan gönüllülerle iletişime geçtik. Onlara mama göndermeye başladık, direkt onlara ulaştırmaya başladık ki bizim ulaşamadığımız hayvanlar da bu projeden faydalanabilsinler.

Hem konservatuvar mezunu hem de müzik öğretmeni olarak donanımlı diyebileceğimiz bir kimlikte dersler veriyorsunuz, peki diğer branş dersleri de sizin gibi donanımlı insanlardan mı oluşmakta?

Projemizde sadece konservatuvar mezunu eğitmenler ve konservatuvar son sınıf öğrencileri ders verebiliyorlar. Çünkü herkesin alanında yetkin olması gerekiyor ki hem biz içimiz rahat bir şekilde mamalarımızı alalım hem de karşı taraftaki bizden sadece mama almış olmasın güzel ve disiplinli bir eğitim alsın istedik.

Pandemiden bu yana devam ettiğinizi söylediniz, gerçekten uzun süredir bu proje devam ediyor. Eminim birçok can dostumuzun hayatına dokundunuz. Merak ediyorum, bu zamana kadar kaç can dostumuzun hayatına dokundunuz ve proje hakkında ileriye yönelik planlamalarınız nedir?

Yüzlerce can dostumuzun hayatıma dokunduk ve dokunmaya da devam etmek istiyoruz. Yani tek bir öğün bile olsa onların hayatına bir şekilde girmek istiyoruz açıkçası. Online olarak derslerimiz biraz aksamış durumda. Çünkü pandemi nedeniyle insanlar evdeydi ve online eğitimler çok daha revaçtaydı biliyorsunuz ki… bu sıralar azaldı. Çünkü artık herkes kendi hayatına dönmeye başladı. Artık maskeler kalktı, mesafeler kalktı, biz de daha az mama alabilmeye başladık.

Şu ana kadar 40 bin lira civarında bir tedavi ve barınma desteği sağladık Türkiye’nin birçok yerindeki hayvana. Artık yüz yüze eğitimlere geçmeye çalışıyoruz. Birkaç planımız var, şu anda atölyeler düzenliyoruz. Artık sadece müzik değil de başka branşları da mı alsak diye düşünmekteyiz ve görüşme yapmaktayız. Ne kadar büyüyebilirsek, ne kadar faydalı olabilirsek bizim için o kadar iyi. Hepimiz için o kadar iyi açıkçası.

Yüz yüze olacak dediniz, peki size katılım için nasıl ulaşabilirler? Sadece ders için değil, gönüllü olmak isteyen hayvanseverlerimiz de olabilir.

Bizden ders almak istiyorlarsa Instagram adresimizden ya da e-posta adresimizden bize ulaşabilirler. Instagram adresimiz hermamabirnota, mail adresimiz hermamabirnota@haytap.org Haytap ile çalışıyoruz iş birliği olarak. Ders ücretlerimizi Haytap’ın bağış ibanına istiyoruz ve oradan kullanıyoruz. Kullanımlarımızı oradan yapmaktayız. Yaptığımız Her Mama Bir Nota tasarım atölyeleri ve müzik atölyelerine bilet alarak katılım sağlayabilirler.

“Biz disiplinli bir şekilde ilerlemek istiyoruz”

Peki müzikten çok bahsettik. Derslerin içeriklerinden söz edecek olursak, sadece müzik enstrümanları üzerine mi dersler verilmekte? Ne gibi dersler mevcut bu projede, katılımcılar nasıl branşlarla karşılaşır?

Aslında bütün branşlarda derslerimiz var. Konservatuvara hazırlık, duyum dersleri, piyano, gitar, ud, bağlama, flüt… aklınıza gelebilecek birçok enstrümanın dersini veriyoruz. İstediğiniz seviyede gelip bizden ders alabilirsiniz. Hiçbir nota bilginiz ya da müzik bilginiz, müzik geçmişiniz yoksa da bize gelebilirsiniz.

Bir Güzel Sanatlar Lisesi ya da bir konservatuvar öğrencisi ya da bunların adayı olsanız da gelip bizden ders alabilirsiniz. Çünkü dediğim gibi hepimiz alanında yetkin kişilerle çalışıyoruz. Gitar dersi veriliyorsa, gitar bölümünden mezun birisi ders veriyor. Flüt dersi verilecekse yine flütten mezun olan bir kişi verecektir.

Biz disiplinli bir şekilde ilerlemek istiyoruz. Yani konservatuvarın gerektirdiği şekilde ilerlemek istiyoruz. Bir eğitim aldıklarında bir sonuca ulaşmalarını istiyoruz. Denetlenebilir bir eğitim vermek istiyoruz. İçleri rahat bir şekilde gelip bizden ders alabilirler.

Projenin müziğe teşvik edici bir yanı var. Proje çok değerli olduğu için şunu sormak istiyorum, çok fazla güzel anınız olmuştur. Eminim içlerinde sizi duygulandırsan pek çok anı da vardır. Bu anılardan sizi projeye bağlayan, iyi ki yapmışım dediğiniz bir an canlanır mı kafanızda?

Aslında her an iyi ki başlamışım diyorum. Çünkü az bir mama miktarı değil şu ana kadar aldığımız. Üç buçuk tonu geçtik ve ilk yılda bir tona ulaşmıştık. Her seferinde bu sayıları gördükçe insan iyi ki başlamışım diyor. Bizim Ankara’ya gönderdiğimiz üç tane gençlik hastalığına yakalanmış köpeğimiz vardı. Büyük ihtimalle onlar aramızda olmayacaklardı, biz bu projeye başlamasaydık. Çünkü kimse onları sahiplenmedi.

Biliyorsunuz sosyal medyada çok kötü görüntüler paylaşılıyor. Ben yine projeyi kurduktan birkaç ay sonra sanırım onları gördüm. Yine uyuyamadım, yine ağlamalar vesaire… onlara bir şey yapmam gerekti, bütün veteriner masraflarını biz üstlendik. Sanırım beş köpek gönderdik, ikisi ne yazık ki aramızdan ayrıldı. Ama diğerlerini hayatta tuttuk bir şekilde, tedavilerini yaptırdık, aşılarını yaptırdık, kısırlaştırdık.

Sonrasında onların barınacağı bir yer bulmak için çok çalıştık, ama özel barınaklar olduğu için devlet zaten kabul etmiyor. Özel barınaklarda aylık olarak sürekli ödeme talep ediyor, bizim böyle bir şey yapmamızın garantisi yok. Biz sadece öğrenci geldikçe işleyen bir projeyiz. Bir sponsorumuz yok ya da bize destek olan herhangi bir maddi güç yok. Manevi gücümüz çok tabii ki (gülüyor). O yüzden onları Ankara’da daha çok yiyecek bulabilecekleri, daha iyi şartlarda yaşayabilecekleri bir alana bıraktılar. Veterinerimizin yönlendirmesiyle orada hayatlarına devam ediyorlar.

‘Bize bağımlı yapmışken geri çekilemeyiz”

Yaptığınız gerçekten çok değerli. Mama fiyatlarına değinmişken konuşmadan geçmek istemiyorum. Siz de söylediniz, başta mama almak gerçekten çok rahattı. Günümüzde KDV oranları mamalara yansıdığı zaman mamalara ulaşmak zor bir hale geldi. Sizin de bir röportajınızda “onlara yardım etmek bir lütuf değil gereklilik” dediğinizi anımsıyorum. Siz bu oranla ilgili ne düşünüyorsunuz, neler yapılabilir bu konu hakkında?

Bence hayvanlar için de bir iş yeri açılsın (gülüyor). Onlar da çalışırsa belki KDV oranları mantıklı olabilir. Hayvanlar hiçbir zaman çalışmıyordu, çalışamazlar da. Onların mamasını üretenler tabii ki de karşılığını almak zorunda, ama devletin en azından bu konuda katkı sağlaması gerekir.

Her yere yetişemezler, ama yetişmeye çalışan besleme gönüllülerine de küçük bir yardımda bulunabilirler. Evde hayvan besleyenler olmayabilir mesela ama sokak hayvanları için en azından böyle bir şey olabilir. Fiyatları düşürsünler diyemiyorum maalesef ki, çok demek isterim.

Projeye başladığımızda aldığımız mamayı şu an 5 katı bir fiyatla satın alabiliyoruz. Bu yüzden daha az hayvana ulaşabiliyoruz. Daha azını besliyoruz ve daha az hayvanın hayatına dokunabiliyoruz. Onların yaşam hakkını elinden alıyormuşuz gibi bir şey yani. Mamalarını biz üretiyoruz şu an, normalde avlanarak beslenebilen türler zaten. Bu kadar bize bağımlı yapmışken bir anda geri çekilemeyiz.

Projenin ana maddesi çok özel. Müzik dersi verip onun karşılığında mama alınması gerçekten çok kıymetli bir şey. Müzikle böyle bir projeyi birleştirmek size neler hissettirdi?

Yaptığım işi saha efektif kullandığımı düşünüyorum açıkçası. Diğer tüm mesleklerden ayırmış olduk şu anda bu müzik mesleğini. Yani biz öğrendiğimiz, yıllarımızı harcayıp emek verdiğimiz enstrümanımızı bir kişiye öğretiyoruz ve o kişinin öğrenmesi sonucunda aldığımız ücretle mama alıyoruz ya da tedavi masraflarını karşılıyoruz bir canın. Bir hayata dokunuyoruz. Doktorluk gibi bir şey aslında (gülüyor). Tabii ki doktorluk değil ama, onların hayatlarını bir şekilde kurtarmış oluyoruz. En azından anlık bile olsa. Tek bir an bile bence çok önemli. O yüzden bunun bana hissettirdiği duyguları kelimelerle anlatabileceğimi düşünmüyorum. Çok mutluyum yani bu konuda.

Eminim öyledir. Çok severek yapılacak bir iş ve siz müzikle ilgilendiğiniz için, bu sizin mesleğiniz olduğu için bu projenin yeri sizde çok daha ayrıdır. Peki, şu anda tüm can dostlarımız adına birkaç cümle kullanmak isteseydiniz bunlar ne olurdu?

Beslemiyorsanız da zarar vermeyin derdim. Keşke hepsi güzel yerlerde, güzel insanlarla karşılaşsalar. Hepsi güzel canlılarla karşılaşsalar. Sadece kendi halinde yaşayan bir canlıya gidip zarar vermek bence insanlık dışı. Yani canlılık dışı hatta. Onlarla sürekli aynı havayı soluyoruz maalesef. Bunun bence yetkililerin kontrolünde olması gerekir. Bu tür insanlara sadece para cezası verip aramızda dolaştırmak hepimiz için büyük bir risk.

Niye insanlara değer vermiyorsun gibi sorular alıyorum genellikle. Bir sürü insan da aç, niye hayvanlar için böyle bir şey yapıyorsun diyenler oluyor. Ben konuşamayanlar için istiyorum bunu yapmayı. Onlar bize konuşamıyor. İstedikleri şeyi anlatıyorlar aslında ama, bizim dilimizi konuşmadıkları için anlatmıyorlar zannediyorlar. Gayet anlatıyorlar kendilerini ve onlar için yapmak benim için çok daha değerli açıkçası. Onlara zarar veren bize de zarar verebilir.

Damla ÇAĞLAR